Diyaliz Hastalarında Beslenme

Böbrekler görevlerini iyice yitirdikten ve hastalar diyalize girmeye başladıktan sonra alınan gıdaların yeniden düzenlenmesi gerekecektir.

Diyaliz hastalarında beslenme çok önemlidir. Diyaliz, böbreklerin işlevini yerine getirir. Ancak bu görevi sağlıklı bir insan böbreği kadar iyi yapamaz.

Vücuttaki artık ve zararlı maddeler tam olarak temizlenemez. Doğru beslenmeyle biriken bu zararlı maddeler daha az olur ve ortaya çıkan rahatsız edici şikayetler (bulantı, kusma, tansiyon yüksekliği, nefes darlığı) uygun beslenme ile hafifletilebilir. Sağlıklı insanlarda olduğu gibi, diyaliz hastaları da gerekli olan enerjiyi öncelikle karbonhidrat ve yağlardan sağlar.

Eğer gerekli miktarda kaloriyi sağlayabilecek besin alınmazsa; vücut enerji ihtiyacını karşılamak için, kendi yapı taşlarını yıkacaktır. Buna bağlı olarak da; ileri derecede halsizlik, zayıflık ve enfeksiyonlara karşı dirençsizlik ortaya çıkar.


Kalori
Enerji (kalori) ihtiyacı; yaş, kilo ve günlük faaliyet durumuna göre değişir. Diyaliz hastalarında alınması gerekli kalori miktarı; hastanın beslenme durumu ile yakından ilgilidir.

Her hastanın kalori ihtiyacı farklıdır. Zayıfsanız fazla kalori almalısınız. Kilolu iseniz, daha az kalori alıp hem de egzersiz yapmalısınız. Çünkü, böbrek hastalarının hem çok zayıf hem de çok kilolu olmaları sakıncalıdır.

Hasta şişman ise, düşük kalorili diyetler önerilir. Bu hastalar tatlandırıcı olarak sakkarin vb. ilaçları kullanarak, ekmek, pilav, makarna, şeker gibi karbonhidrattan zengin gıdaları ve yağlan az miktarda yemelidir.

Tersine olarak, zayıf hastalar sayılan gıdaları fazla miktarda almalıdır. Erişkin bir diyaliz hastasının ortalama olarak bir günde kg başına 35 kalori (yaklaşık 1500 ile 2500 kalori) alması gereklidir.


Protein
Diyalize giren hastaların protein ihtiyacı artar; bunun en önemli nedeni, diyaliz sırasında protein yapımında yer alan bazı maddelerin kaybedilmesidir. O nedenle, kronik böbrek yetersizliği döneminin aksine, diyalize giren hastalarda alınan protein miktarı artırılır. Bu hastalar bir günde kg başına yaklaşık 1 ile 1,5 gr protein almalıdırlar.

Bu proteinlerin de, hayvansal kaynaklı olmasına dikkat edilmelidir. Çünkü, hayvansal kaynaklı proteinler bitkisel kaynaklılara göre daha değerlidirler. Protein yönünden en zengin ve değerli besinlerden biri yumurtadır.

Yumurtanın sarısı fazla miktarda kolesterol içerdiğinden kan yağları yüksek olan hastalar için uygun değildir. Fakat, yumurta beyazı her gün alınması gereken önemli bir gıdadır.


Karbonhidrat
Karbonhidrattan zengin gıdalar günlük enerjimizin büyük kısmını oluşturur ve çok tüketilir. Ekmek, makarna, yufka, pasta, börek, pilav; tatlı olarak bal, pekmez, reçel yoğun karbonhidrat kaynaklarıdır. Bu gıdaların çok tüketilmesi hem sağlıksızdır hem de kilo alımına yol açar. Kilo durumuna göre yiyeceğiniz karbonhidratlı gıdalar ayarlanmalıdır.

Karbonhidratlardaki (ekmek, makarna, pirinç, bulgur ve özellikle kuru bakliyat) protein miktarı ile ette bulunan protein benzerlik gösterir. Bundan dolayı kuru baklagil alındığında o gün yenilecek et miktarına dikkat edilmelidir... Hastanın ihtiyacı olan kalori miktarına göre, alınması gereken karbonhidrat miktarı da değişir.

Zayıf hastaların daha fazla, şişman hastaların ise daha az karbonhidratlı gıda almaları gereklidir. Bir günde alınan toplam kalorinin yaklaşık yarısı karbonhidratlardan sağlanmalıdır.


Yağ
Bazı yağlarda bulunan kolesterol sağlığı olumsuz yönde etkiler.

Kan kolesterolünün yüksek olması, kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkması için önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle diyetteki kolesterol yönünden kısıtlama yapılmalıdır. Hayvansal kaynaklı yağlar (tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı vb.) fazla kolesterol içerirler. Zeytinyağı ve çiçek yağlarını tercih edilmelidir. Bir günde alınan kolesterol miktarı 300 mg'ı geçmemelidir. Günlük kalori ihtiyacının yaklaşık %30 ile 40'ı yağlardan sağlanır.


Su
Diyalize giren hastaların pek çoğunun hiç idrarı yoktur. Bu nedenle alınan su ve sıvı gıdaların miktarına çok dikkat edilmelidir. 
İki diyaliz arasında alınan kilo miktarının 1,5 - 2 kg'ı aşmamasına özen gösterilmelidir.

Eğer daha fazla sıvı alınacak olursa hem, önceden anlatılan, sıvı fazlalığı ile ilgili sorunlar (kalp yetersizliği, nefes darlığı, vücutta su birikmesi, tansiyon yüksekliği) ortaya çıkar; hem de diyaliz sırasında fazla suyun çekilmesine bağlı olarak, adale krampları ve tansiyon düşüklükleri görülür. Genel olarak, yemekler de dahil, bir günde alınan sıvı miktarı 1000 – 1500 ml civarında olmalıdır..


Tuz
Diyaliz hastalarında tansiyon yüksekliği oldukça sık görülür. Alınan tuz miktarı fazla ise, hem tansiyon kontrolü zorlaşır, hem de daha çok su içilir ve kilo alınır. Bu nedenle diyaliz hastalarının bir günde alması gereken ortalama tuz miktarı 1 - 2 gr civarında olmalıdır. Bu amaçla, yemekler tuzsuz olarak pişirilmeli, üzerine ilave tuz konulmamalı, turşu, zeytin, peynir gibi fazla tuzlu gıdalar alınmamalı ve tuzsuz ekmek yenilmelidir.


Potasyum
Diyalize giren hastalarda en sık görülen sorunlardan biri kan potasyumunun çok yükselmesidir. İdrarla potasyum atılamadığı için, bazen bu durum hayati tehlike de yaratabilir. 

Yapılması gereken, gıdaların potasyum içerikleri hakkında bilgi sahibi olmak ve yüksek potasyumlu gıdaları diyetten kaldırmaktır. Süt, patates, muz, portakal, kurutulmuş meyveler ve baklagillerde fazla miktarda potasyum bulunduğu unutulmamalı ve bu besinler fazla miktarda yenmemelidir.


Kalsiyum
Kemik hastalığını önleyebilmek için; diyaliz hastalarının her gün belli miktarda kalsiyum almaları gereklidir. Bazı yiyecekler kalsiyumdan zengindir; o nedenle, bu gıdaların yeterli miktarda alınması yararlı olur.

Ama, kalsiyumu en çok içeren gıdalardan biri olan süt ve sütten yapılan yiyeceklerde (örneğin; yoğurt, peynir) fazla miktarda fosfor da vardır.

Bu gıdaların çok fazla miktarda alınması böbrek hastalarında kemikler için zararlı olabilecek fosforu artırır. O nedenle, bu tür gıdaları çok fazla miktarda almamalıdır.


Fosfor
Alınan proteinler ile (en çok da süt ve süt ürünleri ile) vücuda girer.

Diyaliz hastalarının kan fosfor düzeyi genellikle yüksektir. Bu durum kan kalsiyumunda azalmaya ve kemiklerde zayıflamaya yol açar. Kan fosforunu düşürebilmek için başta süt içeren gıdalar olmak üzere fazla miktarda fosfor içeren besinlerin olabildiğince az alınması gereklidir.

Diyetle bir günde alınan fosfor miktarı kg başına 17 mg'ı geçmemelidir. Ayrıca, kan fosforunu düşüren ilaçların kullanılması yararlıdır.


Demir
Diyaliz sırasında bir miktar demir vücuttan kaybedilir. Demir eksikliğine bağlı kansızlığı önleyebilmek amacıyla hemen tüm diyaliz hastalarına ağızdan demir hapları veya diyaliz sırasında demir iğneleri uygulanır.


Diğer Vitamin ve Mineraller
Demire benzer şekilde pek çok vitamin ve mineral de diyaliz sırasında kaybedildiği için tüm hastaların çok sayıda vitamini bir arada içeren tabletleri kullanmaları gereklidir. Diyaliz hastalarında böbrekler D vitamini yapamadığı için kemik ağrıları, zayıflığı ve bazen de kemik kırıkları görülebilir. O nedenle hekiminiz size sık olarak özel D vitamini içeren ilaçları verecektir.

Bu ilaçlar kan kalsiyumunu normale getirir ve kemiklerinizi kuvvetlendirir. 

Diyaliz hastalarında A vitamini zararlı olabilir; bu nedenle hekim kontrolü olmaksızın vitamin ilaçları kullanılmamalıdır. 
 

DİYALİZ HAKKINDA

Diyaliz Hakkında Genel Bilgiler

Vücutta birikmiş üre gibi zararlı maddelerin ve aşırı suyun bir membran (Dializör) aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir. İlerlemiş böbrek yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Diyaliz tedavisi bozulmuş böbrek işlevlerinin bir kısmını düzenleyerek yaşamın devam etmesini sağlar. 30–40 yıl önce ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalar günler, haftalar içinde kaybedilirdi. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler, bu hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde diyaliz hastaları şanslıdır.
Diyaliz tedavisi iki şekilde uygulanabilir.
1. Hemodiyaliz
2. Periton diyalizi

 

BÖBREK YETMEZLİĞİ TEDAVİSİNDE HEMODİYALİZ

Böbrek yetmezliğinde yediğimiz tüm yiyeceklerin vücudumuzda parçalanması ile oluşan ve Normalde idrarla atılan zararlı maddeler ve fazla sıvı atılamamakta ve vücudumuzda birikmektedir. Hemodiyaliz bu maddelerin ve suyun vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlayan bir tedavi şeklidir. Hastanın kanı genellikle ön kolda oluşturulan Fistül veya kateter aracılığı ile vücut dışına alınarak ince zardan yapılmış borucuklardan oluşmuş diyalizör denen malzemenin içinden geçirilerek atılması gereken zararlı maddeler ve fazla sıvının vücuttan uzaklaştırılmaları sağlanır. Hemodiyaliz tedavisi hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine,yaptığı idrar miktarına bağlı olarak haftada 2-2 kez 4-6 saat süre ile uygulanır.. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir. Hemodiyaliz tedavisi genellikle hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. Ancak uygun makine ve donanımla evde de uygulanabilir.
Türkiye'de yaklaşık 25 bin hemodiyaliz hastası vardır.

 

Böbrek yetmezliği geliştiğinde:
-Nefes darlığı -Bulantı -İştahsızlık -Halsizlik -Bacaklarda, yüzde şişmeler -Kilo kaybı -Uyku bozukluğu görülür.

Diyalizin Yeterli Olması

- Kendinizi daha sağlıklı hissetmenizi sağlar, - Sizin ve ailenizin ihtiyaçlarını daha etkili olarak karşılayabilmenize yardımcı olur, - Uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürmenizi sağlar - Hastaneye yatmanıza neden olabilecek her türlü tıbbi problemlerin ortaya çıkmadan engellenmesini sağlar

Hemodiyaliz seanslarınızın tek bir kez aksaması dahi diyaliz yeterliliğiniz açısından çok olumsuz etkiler yaratabilir.

 

Diyaliz Takibinde:

Diyaliz esnasında kan örnekleri alınır. İdrar toplamanız da söylenebilir. Bu tetkiklerle diyalizinizin kanınızdaki üreyi ne kadar azalttığı hesaplanır. Göz önüne alınması gereken diğer bir önemli ölçüt de diyaliz öncesi ve sonrası kilonuzdur. Böylece :
- Tedavinizi daha iyi planlamak
- Hedeflenen diyaliz dozuna ulaşmada hatayı ortadan kaldırmak mümkün olur.

Tedaviniz Sırasında

Diyaliz süresince kramp, bulantı, baş ağrısı ve baş dönmesi olmazsa tedavinizi rahatça tamamlayabileceksiniz. Bu belirtiler ortaya çıktığında hekimlerinizi bilgilendirirseniz tedavinizde gerekli değişiklikleri yaparak sorunu çözebileceklerdir.
- Sıvı çekim hızının ayarlanması,
- Diyalizat sodyum miktarının ayarlanması,
- Hipertansiyon ilaçlarınızın miktarı ve cinsinin kontrolden geçmesi,
- Kuru ağırlığınızın ayarlanması,
- Diyalizat ısısının azaltılması gerekebilir.

Kendinize diyetinizi kontrol ederek ve tedaviler arasında alınan sıvıyı kısıtlayarak yardımcı olabilirsiniz. Fazla sıvı almanız diyaliz esnasında fazla sıvı çekilmesine ve tedavi esnasında kendinizi kötü hissetmenize sebep olacaktır.

 

Göreviniz:
Hiçbir diyaliz tedavinizi atlamayın. Size önerilen sıklık ve süreye uyun. Diyetinize ve size izin verilen sıvı miktarının üstüne çıkmamaya gayret edin.

 

İzmir Diyaliz Merkezleri